28 Kasım 2014 Cuma

Arizona Dream

 Arizona Rüyası olarak 1993'te gösterime sunulan film de ana karakter olan Axel karakerini Johnny Deep canlandırmıştır. Film komedi,dram ve fantastik kurgular içermektedir.
 Filmin başında bi' eskimo ailesi için balık tutar ve tuttuğu balığı ailesiyle birlikte yaşadığı iglosuna kızağıyla götürürken yoldaki ince buz tabakasının kırılmasından dolayı suya düşer. Sibirya kurtlarını sudan kurtarıp tekrar yola koyulan eskimo, kar fırtınası yüzünden bitkin düşer ve intihar etmeye çalışır fakat buna bile gücü yoktur. Soğuktan devrilip bayılan adamı kurtlarından biri kızağa kadar sürükler ve kurtlar adamı iglosuna kadar götürür. Eşi adamı ısıtıp, masaj yapar ve uyanmasını bekler. Adamın kalkması adeta bi' mucizedir. Eşi ve çocuğu çok mutlu olur. Adam ailesinin karnını doyurmak için çıktığı balık avından, balığı iyi kötü bi' şekilde ailesine ulaştırır. (Bu belgesel niteliğindeki başlangıç bizim için basit bi' balıkmış gibi görünse de onlar için büyük bi' nimettir, özellikle de çocuk için. Ben bi' baba değilim o hissi henüz bilmiyorum ama o eskimonun babalık vazifesini samimiyetle yerine getirmekte olduğu kesin. ) Annesi balığı keserken babası oğluna balığın derisinden balon yapar. Çocuğu bu balonla dışarıya oyun oynamaya yollar. Çocuğun elinden rüzgarla uçan balon uzun bi' süre gökyüzü semalarında dolaşıp balıkçı kamyonunda uyuyan kahramanımız Axel'in başına gelip patlar.
Bu patlama sesiyle uyanan Axel hemen işine koyulur. Çalışmakta olduğu tekneyle denize açılır ve balıklara verici yerleştirir. Axel hayal kurmayı ve balıklarla konuşmayı çok sever. Balıklar hakkında diğer insanlar gibi düşünmez. Balıkları çok zeki calılar olarak görür. Bi' gün barda otururken dayısının nikahına çağırmak için gönderdiği en son 3 yıl önce görüştüğü Paul'le karşılaşır. Paul dayısının nikahına götürmek için Axel'i çok zorlar ama ikna edemez, çareyi Axel'i sarhoş etmekte bulur. Sarhoş olan Axel olanlardan habersiz dayısının yanına götürülmektedir. Bulmacanın parçaları yerine oturduğunda artık çok geçtir. Paul Axel'i dayısının yanına çoktan getirmiştir bile. Axel'i gören dayısı çok mutlu olur ve onu nişanlısıyla tanıştırır. Dayısının nişanlısı Axel'le aynı yaştadır. Kız evleneceği adamın yeğeniyle aynı yaşta olduğunu öğrenince ağlamaya başlar. Axel'in dayısı onu motive etmeye çalışır ve kızı üzerini değiştirmesi için içeri yollar. Dayısı babasından beri süre gelen araba satma işini yeğenine aşılamaya çalışır fakat Axel araba satmak istemez. Dayısı Axel'in küçüklük kahramanıdır. O baharat kokan parfümü Axel için çocukluğunun unutulmaz parçalarından biridir ta ki annesiyle babasını bi' kaza da kaybedene kadar. Bu kazayla Axel için çocukluk dönemi sona ermiştir. Kaza olduğu sırada arabayı kullanan dayısı Leo'dur. Dayısı kazadaki en ufak bi' pürüzden bile kendini suçlu bulmaktadır. Dayısı Axel'e 'New York sokaklarında başı boş dolanmaktansa bi' hafta benimle kal' diye bi teklifte bulunur. Axel kabul eder ve dayısıyla araba satmaya başlar. Dayısı Leo ve yardımcısı Paul Axel'i eğitmeye başlarlar.
 İlk müşterileri anne ve kız olan iki güzel bayandır. Grace annesini sürekli araba almaktan vazgeçirmeye çalışır çünkü Cadillac pahalı bi' arabadır. Axel onlara yardımcı olmak için arabaları gezdirirken Paul gelir ve müşterileri tanıdığını, bununda satış için etkili olacağını söyler. Annesine araba satablmek için Axel'den kızı oyalamasını ister. Kız depresif, hayattan zerre kadar zevk almayan, intihara meyilli bi' tiptir. Axel'e intihardan ve gerçek annesinin deminki kadın olmadığını söyler. Kızın babası bu kadınla evlendikten sonra ölmüştür.
 Bi' akşam Paul ve Axel, Elanie ve Grace'in akşam yemeğine davet edilirler. Yemekte Ekanie Papua Yeni Ginede rastladığı tuhaf hikayeleri anlatır ve Grace Papua Yeni Gine lafı duymaktan sıkılmıştır. Hep bi' gergin olan kız sinirlenir ve masa örtüsünü çeker. Ealnie de sinirlenip çeker. Masa örtüsü üzerindeki yemeklerle birlikte Axel ve Paul'un önünde bi' sağa bi' sola gidip gelir.
 Ve sonunda Elanie çekmeyi bırakır ve Grace yere düşer. Bunun üzerine çok sinirlenen Grace Elanie'ye içinden geçeni söyler ve intihar etmeye kalkışır. Çoraplarının bi' ucunu boğazına, diğer ucunu  tavandaki kirişe bağlar fakat çorap esner ve kız yere iner. Ölmeyi beceremez. Yemek sonrası Axel ve Elanie dışarıda sohbet ederken Elanie çocukluk hayalin uçmak olduğunu, Axel ise fimin başında izlediğimiz belgesel tarzı olan kısa filmin hayali olduğunu söyler. Ve Axel Elanie'ye olan duygularından dolayı hayalini gerçekleştirmeye çalışır. Öncelikle Elanie'ye kanat yapar.
 Elanie bununla uçmayı başaramaz ve ikinci olarak bisiklete benzer kanatlı bi' araç tasarlar.
  Bununla da uçmayı başarmazlar ve uzun uğraşlar sonucu Axel daha yeni bi' tasarım geliştirir. 
 Neredeyse olacaktır. Axel'in bu tasarımı Elanie'nin hayallerini gerçekleştirmesine çok yaklaştırır. Tam tasarım uçak haline gelirken Axel'in dayısı ve Paul Axel'i götürmeye gelirler fakat Elanie Axel'i götürmelerine izin vermez. Silahla kovalar ikisini.  Çalışmalarına devam ederken bi' gece Grace'i Axel'in yapmakta olduğu uçağı parçalarken bulur ve hiç engel olmaz çünkü Axel için hayat rüyalar gibidir. Ve rüyalarına inanıyorsanız, her türlü engeli aşarsınız. Axel Grace'ten bi' daha zarar vermemesini ister ve buna inanır.  Axel tam olarak iki kadının arasında kalmıştır. Bu en korkunç kasırgadan daha da korkunçtur. Axel uçak yapma çalışmalarını bitirir ve uçağı uçurmayı başarır fakat uçak kısa bi süre havada kalır.Yaptığı bütün çalışmaların boşa gittiğini düşünen Axel'in morali sıfıra iner. Kendini adeta çölün ortasındaki bi' ekimo gibi hisseder. Bütün bu çaresizliğe son vermek için ikisinden birini öldürmeye karar verir. Ve oyunu Grace'den yana kullanır fakat Grace'in yanına gittiğinde onu öldürecek cesareti bulamaz. Grace başından beri Axel'in gelip bunu yapmasını beklemektedir. Axel'in Grace'i öldürmekten vazgeçtiği anda Grace Axel'e bi oyun önerir ve Axel oyunu kabul eder. Oyun rus ruletidir. Tek mermi ve bol şans...
 Grace ilk turda ölmekten kurtulur. Sıra Axel'e geldiğinde de silah patlamaz ve Axel çıldırır, tetiği hızlı hızlı çekmeye başlar fakat ölüm Axel için başka bi' tarihe ertelenmiştir.
  Kısa bi' zaman sonra Grace, Elanie, Axel ve Paul, Paul'un katıldığı bi' yetenek yarışmasına giderler. Paul gösterisini gerçekleştirdikten sonra Axel'in dayısı olan Leo'nun nişanlısı gösteriye gelir ve Axel'i alır, dayısının yanına götürür. Dayısı kendisini yatak odasına kilitlemiştir. Axel ve Paul kapıyı kırıp içeri girdiğinde dayısının haplarla intihar etmeye çalıştığını görürler. Çağrılan ambulans gelir ve dayısını hastaneye götürürlerken dayısı vefat eder. Çocukluk kahramanı, ailesinden geriye kalan tek kişi, dayısı artık yoktur Axel'in.
 Kendinden yaşça büyük olan sevgilisinin yanına döndüğünde ise Elanie ona karşı çok kızgındır çünkü Axel dayısının vefatından sonra hiçElanie'yi arayıp sormaz. Bu yüzden Elanie çılgına döner. Axel geri döndüğündeyse delice tepkiler verir, yaka paça kavga ederler fakat sonunda tatlıya bağlanır durum. Axel sevgilisin uçma hevesini gerçekleştirmeye kararlıdır ve bu sefer gerçekten başarır. Doğum gününde ona en güzel hediyeyi verir. Doğum gününün sonunda herkes odasına çekilince Grace dışarı çıkıp intihar eder.Grace'in dışarı çıktığını gören Axel koşar fakat yetişemez kız kanlar içinde yerde yatmaktadır. Yetişemediği için pişman olur ama hayat devam etmektedir. Bilmektedir ki her götürenin, bi' getirisi vardır.
The End

18 Kasım 2014 Salı

Vizyona Girecek Marvel Filmleri

 Iron Man, Thor, Hulk, Captain America filmleri derken Avengers filminin alt yapısını hazırlayan Marvel dur durak bilmeden yeni senaryolar üzerine çalışmaları sürdürüyor. Gelecek yaz muhteşem 2 yeni filmi bizlerle buluşturacaklar.
İlk olarak Ant-Man filmi gösterime sunulucak. Bu film Avengers çizgi romanlarından tanıdığımız Henry Pym(Henk) adındaki böcekler üzerinde araştırma yapan bilim adamı üzerine kurulmuştur. Henk yaptığı araştırmalar sonucu bir kask geliştirir. Bu kaskla böceklerle iletişime geçebilir ve büyüyüp küçülebilir. Çizgi filmlerinde savaşmaktan hoşlanmayan barışçıl birisiydi film de nasıl olacak bakalım.
 Ant-Man'in ardından Avengers 2: Age of Ultron adıyla gösterime girecek. Bu filmde kahramanlar Ultron adında süper zeki bi' robota karşı savaşacaklar. Çizgi filmlerindeki senaryoyla birebir olur mu bilmiyorum. Eğer ona bağlı kalacaklarsa Ant-Man i nasıl işin içine katacaklar. Merakla filmi bekliyorum.
 2016 yılında ise Captain Americe: Civil War filmi gösterime girecek. Henüz bu film hakkında bilgim yok. Tek bilgim afişi.
 Captanin America'dan sonra yine aynı yılda Doctor Strange filmi gösterime girecek. Doctor Strange büyüyle düşmanlarını alt eden bir Marvel kahramanıdır.
                                      
 2017 yılına geldiğimizde ise Avengers karakterlerinden olan Thor'un 3. filmi Thor: Ragnarok adıyla gösterime girecek. Ragnarok İskandinav mitolojisinde kıyamet anlamına gelmektedir.
 Thor:Ragnarok filminden sonra 2017 de bir Avengers kahramanı olan Black Panther filmi gösterime girecek. Black Panther Wakanda prensi olan T'challa adında bir gençtir. Babası öldükten sonra Wakanda'nın  bütün yükü onun omuzlarındadır. 
2018 yılna gelindiğinde Marvel bizi 3 yeni filmle karşılayacak. Bu filmler  Avenger 3: Infinity War, Captain Marvel ve İnhumans'dır. Avenger 3'ü iki kısıma ayırmışlar ve ikinci kısım 2019 da vizyona girecek.


Üçü hakkında da net bi' bilgim yok açıkçası ama  Marvel'ın bu denli çalışması beni çok mutlu etti. Marvel evreniyle dolu bi' 5 yıl bizleri beklemekte. Sürprizlere açık olacak gibiyiz.

11 Kasım 2014 Salı

X-Men The Origins: Wolverine

Wolverine hikayesinin başlangıcı şöyledir; James sürekli hastalanan bi' çocuktur. Yine hasta olduğu günlerden bi' gece babası sandığı kişinin öldürülmesi üzerine güçlerinin ortaya çıkar. Güçleriyle aldığı ilk can babası sandığı kişiyi öldüren yani gerçek babasının canıdır. Bu olaydan sonra evden kaçar, kaçtığını gören Victor James'i durdurur ve bütün bunların ölmesi gerektiğini söyler. Artık Victor'la önlerine çıkacak her zorluğu aşmak için birlikte savaşacaklardır.
                                
Yıllar bu olayı sindirdikten sonra James ve Victor orduyla savaşlara katılırlar fakat Victor öldürmekten haz alır hale gelir. Kendi savaş arkadaşlarını bile öldürür cani herif. İdam cezasına çarptırılan James ve Victor idam edilseler bile ölmezler çünkü onlar mutanttır. Bunu anladıklarında Stryker adında üst düzey yetkili bi' subay konuyla ilgilenmeye başlar ve ikiliyi özel ekibine dahil eder. Özel ekibiyle birlikte Stryker'ın aradığı element hattkında bilgi almak için Nijerya'ya giderler. Bu element adamantiumdur. Elementi ararlarken James bütün bu işlerin haddini aştığını düşünür ve ekipten ayrılıp kendini sakin bi' hayata verir. Victor ise aynı fikirde değildir. James yeni hayatının keyfini sürerken Victor eski takım arkadaşlarını avlamaya başlar. Stryker James'in çalıştığı yere gelir ve Victor'un eski ekibin canlarını teker teker almaya başladığını söyler. James bundan etkilenmez ve başının çaresine bakabileceğini söyler. Daha sonra yeni hayatının merkezi olan Kayla'yı iş yerinden alır. Ve evlerine çıkarlar. Akşam Kayla ile James'in arasında geçen konuşma şöyledir:
Kayla: Ay neden yalnızdır?
James: Neden?
Kayla: Ayın bi' aşığı varmış. Aşığının adı kuekuatsheu imiş. İkisi periler aleminde beraber yaşarmış.
James: Yani gerçek bi' hikaye.
Kayla: Her gece gökyüzünde gezinirlermiş fakat diğer perilerden biri bu ikisini kıskanmış. Düzenbaz peri ay sadece kendisinin olsun istemiş. Ve kuekuatsheu'ya "Ay, çiçek istedi." demiş. Ona dünyamıza gelip yaban gülü toplaması gerektiğini söylemiş. Kuekuatsheu, periler aleminden bi' kere ayrılınca asla geriye dönülemeceğini biliyormuş. Her gece gökyüzüne bakıp ayın nasıl haykırdığını görürmüş fakat ona bi' daha dokunamamış.
James: Koo- koo- kachooka sarhoş mu olmuş?
Kayla: Kuekuatsheu. Wolverine anlamına geliyor.
(Bu konuşmanın üzerine söylemeden edemiyeceğim. Bu diyalog da oyunculukları ikisinin de muhteşemdi. Hugh Jackman severek izlediğim actörlerden birisi zaten, adam yaşlanmıyor be abi. James'i Hugh, Kayla'yı da Lynn Collins canlandırıyor ve Lynn de Agent Of S.H.I.E.L.D da rol alıyor şu an. İkisi muhteşem uymuş. Neyse devam ...)
Ertesi gün James iş başındayken bi' terslik olduğunu sezer. Yola doğru koşar. Kayla'yı yerde kanlar içinde bulur ve kimin yaptığını az buçuk tahmin etmektedir. Bunu yapan Victor'dur. James Victor'u bi' barda bulur ve dövüşmeye başlarlar. Victor James'in haşatını çıkardıktan sonra James Stryker'ı bulur ve onunla anlaşır. Tek bi' amacı vardır onun yeni hayatını einden alan Victor'dan intikamını almak. Stryker Nijerya'da aradığı adamantiumu bulmuştur ve James'i güçlendirmek için onu kullanır. Başından beri amacı budur adamantiumu denemek. Normal bi' insanın bundan sağ çıkamayacağını bildiği için James'in üzerine oynar. Her askerin künyei vardır. Stryker James'e künyenin üzerine ne yazalım diye sorduğunda Wolverine cevabını alır.

Kayla'nın bi' hatırasını taşımak ona amacını unutturmayacağını düşünür. Ve adamantium James'e enjekte edilmeye başlanır ve ve ve James %100 oranında bütün vücudunda dolaşan adamantiuma dayanamaz, nabzı durur. Herkes deney için harcanan çabanın vakit kaybı olduğunu düşünmeye başladığında James'in nabzı tekrar atar ve yavaş yavaş yükselir. Artık James yoktur onun adı Wolverine'dir. Yükleme işlemi tamamlandıktan sonra Wolverine Stryker'ın hafızasını silip onu oyuncak araba gibi kullanacağını duyar. Bunun üzerine ayağa kalkar kalmaz kaçar ve başının çaresine bakmaya çalışır.
Stryker'ın piyonu olmamaya karar veren Wolverine eski ekibindeki dostlarını bulur ve asıl düşmanı Victor'ı aramaya başlar. Victor'la Stryker'ın birlikte çalıştığını öğrenince deliye döner. Stryker'ın asıl amacı Wolverine gibi özel güçlere sahip olan mutantları bi' adaya toplayıp karantinaya almak ve üzerlerinde deney yapmaktır. Wolverine Victor'ı bu adada bulacağını düşünür ve ada hakkında bilgisi olanları araştırır. O sırada orta da bi' söylenti dolanmaktadır. Adadan tek kaçan kişinin dolandırıcı biri olduğu konuşulmaktadır. Lakabı Gambit'dir. Wolverine Gambit'i bi kumarhane de bulur ve onu adaya götürmesini ister. Ada konusunda konuşulmaktan pekte haz almayan Gambit Wolverini bi' paçavra gibi savurur. O sırada Victor da Wolverine'in peşindedir ve kavgalarına dahil olur. Wolverine ile Gambit arasındaki kavga bi' anda Victor ile Wolverine arasında geçmeye başlar. Victor'u yenen Wolverine Gabit ile adaya kendisini götürmei için anlaşma yapar. Gambit adaya Wolverini bırakır ve kaçar.  Woverine Stryker'ın laboratuarına gider ve gördüklerine inanamaz Kayla ölmemiştir. Wolverine'in zihnini meşgul etmesi için onu Stryker tutmuştur. Bütün hislerinin bi' düzmece olduğunu düşünen Wolverine orayı terk eder fakat Kayla'nın çığlıklarını işittikten sonra dayanamaz, geri döner. Kayla'nın açıklaması şudur: "Kardeşim Stryker'ın elindeydi James bunu yapmak zorundaydım ama sana olan hislerim gerçek." Bu olanlara göz yuman Wolverine Kayla'ya yardım etmeye çalışır. Kardeşini ve diğer mutantları kurtarır. Kardeşi ve diğer mutanlar kaçarken Kayla vurulur ve yavaş yavaş ölmektedir. Wolverine ise Victor'un peşindedir. Öcünü almalıdır bi' kere. Savaşırlar savaşırlar ve bi sonuca varamazlar. Victor kaçmayı başarır. Wolverine ise kanlar içinde Kayla'yı ikince kez görmektedir. Başında olanlardan mutsuz bi' şekilde beklerken Stryker her ihtimale karşın Wolverine'i yere serecek bi' ilah geliştirmiştir. Bu silah adamantium mermili altı patlardır. Adamantium Wolverine'i tamamen durdurmasa da yavaşlatır ve hafızasını siler. Stryker öylece dizlerini çökmüş kucağında Kayla'ı tutan Wolverine'e ilk kurşunu sıkar, Wolverine biraz sarsılır ve Stryker'a doğru yeltenir, Stryker devam eder, 2,3,4 ve 5. kurşun Wolverine yere yığılır. Kenarda ölmeyi bekleyen Kayla'yı gören Stryker on kurşunu Kayla'ya doğrultur fakat Kayla'nın zihinleri kontrol edebildiğini unutur ve Kayla Stryker'a kendi canını aldırır. Tüm bu olanlardan sonra Wolverine tekrar ayağa kalkar fakat bütün hafızası silinmiştir. Tek bildiği boynundaki künye de yazan isim olan Wolverine kahramanlar dünyasına böyle girer.
The End

10 Kasım 2014 Pazartesi

Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain

Öncelikle filmin başında arka fonda çalan Fransız müzisyen Yann Tiersen'in Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain filmi için eski şarkılarının ve yeni bestelerinin karışımından yaptığı soundtrack hakkında konuşmak istiyorum. Öyle motive edici bi' beste ki dinledikçe umutla doluyorum. Hala dinlemediysen kesin bi' aç bak.

Filme gelirsek eğer Amélie'nin babası eski bir askeri doktor , annesi ise öğretmendir. Babası sandaletlerine tip tip bakılmasını, sudan çıktığında mayosunun yapışmasını sevmez fakat duvar kağıtlarını yolmayı, alet çantasını boşaltıp temizledikten sonra tekrar dizmeyi çok sever. Annesi ise parmaklarının suda buruşmasından, sabahları yüzünde yastık izi oluşmasından ve sevmediği birinin eline dokunmasından hoşlanmaz fakat buz patencileri kostümlerinden, yerleri parlatmaktan ve çantasını boşaltıp tekrar yerleştirmekten çok hoşlanır. Amélie 6 yaşındayken babasının ona sarılmasını ister fakat babasıyla tek teması hastalandığı zamanlar babasının ona dokunmasıdır. Babasına sarılamamasının yol açtığı kalp çarpıntısını babası kalp ritmi bozukluğu sanar ve Amélie'yi okula göndermezler onu annesi eğitir. Bu durumdan dolayı arkadaşı olmayan Amélie kendi hayal dünyasında eğlenir; aylardır komada olan komşusunun karısı Amélie için bütün uykularını tek seferde almaya karar vermiştir. Amélie'nin tek arkadaşı kaşalot adındaki balığıdır. Evin stresinden etkilenen balık bi' kaç kez intihar girişiminde bulunur ve annesi kaşalot için bi' karar alır. Amélie ile birlikte onu göle bırakırlar. Annesi Amélie'ye balığı unutturmak için ikinci el bi' fotoğraf makinesi alır. Amélie fotoğraf çekerken bi' kaza olur ve Amélie'nin komşusu şuçu Amélie'nin sürekli fotoğraf çekmesine bulur ve Amélie dehşete kapılmış televizyon izlerken uçak kazası, tren kazası ve yangında kül olmuş bi' ev görür ve bunlardan kendini sorumlu tutar. Bi' kaç gün sonra komşusunun onunla dalga geçtiğini anlayınca Amélie ondan intikam almaya karar verir. Futbol maçı izlediği sırada yayınla oynar. (Bu kısıma çok gülmüştüm, küçük bi' kızın intikam alma şekline bakın hele.) Amélie her yıl bi kardeşi olması için dua etmeye kiliseye gider bu sefer gittiğinde ise ilginç bi' trajediyle karşı karşıya kalır. Mum yakıp kiliseden çıkarken kilisenin çatısından intihar eden bi' kadın Amélie'nin annesinin üzerine düşer ve annesi oracıkta ölür. Amélie annesinin ölümünden sonra babasıyla baş başa kalır. Babası ise içine kapanır. Bu olaydan 5 yıl sonra bi' kafe de garsonluk yapmaya başlayan Amélie artık hayal dünyasından ayrılmıştır. (Audrey Tautou'nun oyuncuğuna değinmeden edemeyeceğim. Audrey Tautou Amélie karakterini canlandıran oyuncudur.  Bu rol için yaratılmış sanki karaktere cuk oturmuş. Nasıl anlatsam yalnız, arkadaşsız büyümenin verdiği çocuksu bi' duruş vardır. Audrey bunu öyle samimi sergilemiş ki izleyip de keyif aldığım oyunculuklar arasında Johnny Deep'ten sonra geliyor şu an benim için.)
Büyüyen Amélie'nin kaderi çok yakında değişecektir. Şimdilik çocukluğunda olduğu gibi hayatı; ev, kafe ve iş arkadaşları üçgeninde rutin bi' şekilde ilerliyor. Kafe sahibi eski bi' at cambazı, garson arkadaşı şifacı birinin kızı ve hastalık hastası olan bi' kasiyerle çalışıyor. Büyüyünce de pek değişmeyen Amélie hafta sonları sinemaya gider özellikle film esnasında arkaya dönüp seyircilerin  yüzüne bakmaya bayılır.

Amélie'nin erkek arkadaşı yoktur bi' kaç kez denemiş fakat başarısız olmuştur. Küçük şeylerden haz alır; elini mercimek çuvalına daldırmak gibi. Bir gece televizyonda duyduğu haber yüzünden elindeki parfüm şişesinin kapağını düşürür ve kapak yuvarlanarak Amélie'nin duvarında  gizli bi' bölmeyi açar ve hayatı değişmeye başlar. Gizli bölmeden küçük bi' çocuğun sakladığı eski oyuncakların olduğu bir kutu çıkar ve Amélie bu kutunun sahibini aramaya başlar. Dairesinde eskiden oturup 50'li yaşlardaki insanları araştırır ve aradığı kişinin kim olduğunu öğrenir. Eve dönerken tren istayonunda tıpkı kendisi gibi bi' çocukluk geçiren ve o an fotoğraf kulübesinin altını kurcalayan Nino'yla karşılaşır. Eve döndüğünde babası annesinin sevmediği cüce elf süsünü onarmaktadır.İkisini barıştırmak için cüce elfi annesinin mezarına koyacaktır. Babasının yanından ayrılan Amélie tekrar kutunun sahibini aramaya başlar fakat eli boş döner ve eve giderken komşusu kristal adamla tanışır. Hiç evinden çıkmadığı ve eşyalarını hafif seçtiği için Amélie ona bu lakabı takmıştır. Aradığı kişiyi kristal adam biliyordur ve Améli'ye yardım eder. Amélie kutunun sahibini takip eder ve rutin işleri arasında ona kutuyu verebilecek bi' yer bulur. Bulduğu yer telefon kulübesidir. Ve kutu sonunda sahibine kavuşur. Kutuyu alınca adam bi' saniye de her şeyi hatırlar ve geri kalan işlerini yarım bırakır. Bi' kafede oturur.  Amélie adamı kutuyu aldıktan sonra takip eder ve girdiği kafeye girer.
Kutuyu sahibine ulaştırdıktan sonra Amélie'yi muhteşem bi' huzur ve insanlığa yardım etme isteği kaplar. Bir gece eve döndüğünde cüce elften rahatsız olur ve hem babası hayallerini gerçekleştirsin diye hem de gözünün önünden gitsin diye cüce elf süsünü farklı şehirlere postalamaya karar verir. Cüce elfi postalamaya giderken tekrar Nino'yla karşılaşır ve kalbi güm güm atmaya başlar fakat Nino başka bi' şeyin peşindedir. Fotoğraf kulübesinde fotoğraf çektiren insanların yırtıp attığı fotoğrafları tekrar birleştirerek bir albüm yapmaktadır. Bi' adam sürekli fotoğraf kulübesinde fotoğraf çektirip yırtıp atmaktadır. Nino bu adamın yaşlanmaktan ya da unutulmaktan korkan ölümsüz biri olduğunu sanmaktadır. Ve bunu anlayamaz, öğrenmek için adamın peşinden koşar. Ve Amélie'nin Nino'yu tekrar gördüğü gün Nino fotoğraf makinesinden çıkan adamın peşinden koştuğu gündür. Bu sırada Nino albümlerinden birini düşürür.Yere düşen albümü geri iade etmek için alan Amélie Nino'nun albümünü alır ve inceler. Bu sefer yola koyulma sebebi Nino'nun albümünü geri iade etmektir. Nino erotik shopta çalışmaktadır fakat Amélie albümü vermek için Nino'nun yanına gittiğinde Nino diğer işi olan lunaparkın korku tünelinde çalışıyor olduğu için veremez. Ve Amélie albümü vermek için yanına gitmeye karar verir. Gittiğinde ise yüz yüze vermekten çekinir ve albümünü vermenin başka bir yolunu bulur. Nino'nun motoruna 'Yarın 5'te Monmarte Meydanındaki telefon kulübesinin yanında ol' diye not bırakır. Ertesi gün Nino Amélie'nin verdiği adresteki telefon kulübesine gider ve Amélie'nin koyduğu işaretleri takip eder. İşaretler Nino'yu bir dürbüne kadar götürür. 
Dürbün Amélie'nin söylediği telefon kulübesini göstermektedir. Nino tam dürbünden bakarken Amélie Nino'nun albümünü motoruna koyar ve oradan uzaklaşır. Nino koşar fakat yakalayamaz, Amélie çoktan gitmiştir. Nino Amélie'yi merak eder ve bu sefer aranan kişi Amélie'dir. Aslında Amélie aranan değil bulunmak istenen kişidir. Nino kendisini bulsun diye fotoğraf kulübesinde çalıştığı yerin ismini ve Nino'nun gelmesi gereken saati içeren bi' fotoğraf çektirip yırtıp atmıştır. Fotoğraf kulübesinin altını kurcalayan Nino bu resmi bulur ve Amélie'nin garsonu olduğu kafeye gittiğinden bi haber oraya gider. Kafeye oturup kahvesini istedikten sonra Amélie arkasında günün menüsünü yazmaya başlar ve Nino Améli'yi fark eder fakat Amélie fotoğraftaki kişi olduğunu kabullenmez. Diğer garson arkadaşına Nino'ya vermesi için bi' not verir. Garson kadın Nino'nun kahvesini alırken çaktırmadan cebine notu koyuverir. Notta salı günü tren istasyonundaki fotoğraf makinesine gelmesi gerektiği yazmaktadır. Amélie sürekli fotoğraf kulübesinde fotoğraf çektirip yırtan adamın gizemini çözmüştür. Makineyi bozup adamı arar ve Nino'nun olayın farkına varmasını sağlar. Meğerse adam ne yaşlanmaktan ya da unutulmaktan korkan bir ölümsüzdür. Sadece tamircidir. Nino salı günü tren istasyonuna gelir ve gerçeklerin farkına varır. Bunun farkına varan Nino çok mutlu olur. Amélie tam cesaretini toplayıp Nino'ya doğru giderken avmlerde çocukları gezdiren küçük trenler vardır ya onun gibi olan fakat yük taşıyan küçük bi' tren geçmesini engeller ve o sırada Nino çoktan gitmiştir ama Amélie'nin peşini bırakmaz. Tekrar kafeye giden Nino Amélie'yi göremez. Amélie o sırada babasının totemlerini yıkma çabasındadır. Ve yıkar da. Cüce elfi geri getirmiş ve annesinin mezarının üstüne koymuştur. Babası bunu büyük bi işaret olarak görür ve dünya turu yapmaya karar verir.
Amélie kafeye tekrar döndüğünde Nino ve garson arkadaşı çoktan çıkmıştır.Umutsuzca eve dönen Améli'yi hoş sürprizler beklemektedir. Evde neyin peşinde olduğunu düşünürken zil çalar. Kapının arkasındaki Nino'dur fakat Amélie de kapıyı açacak cesaret yoktur. 
Nino kapının altından geri döneceğim yazıp içeriye yollar ve aşağı doğru iner. Sonra Amélie'nin telefonu çalar, telefondaki kristal adamdır. Odasına gitmesini söyler. Amélie'yi odasında video kaseti beklemektedir. Videoyu açar, karşısına kristal adam çıkar ve şunları söyler: "Sizin kemileriniz kristalden değildir. Hayattan darbe alabilirsiniz. Ama bu şansı kaçırırsan senin kalbin benim iskeletim gibi kuru ve kırılgan hale gelecek. Hadi, ne bekliyorsun Allah aşkına!" Bunları işiten Amélie hemen cama koşar dışarı da bulamadığı Nino'yu kapı da bulur ve içeriye alır. Hayat denen akıl almaz macerayı paylaşmaya başlar.
The End

9 Kasım 2014 Pazar

Resident Evil

Ölümcül deney olarak bildiğimiz Resident Evil filmi 2002 yılında çıktı ve şu ana kadar 5 filmi yayınlandı. Resident Evil 6'nın yayın tarihi 2015 olacağı kesinleşti. Film Umbrella adlı biyolojik silah ve genteik hastalıklara çözüm arayan bir şirketin insan örünü uzatmak üzerine yaptığı deneyler sonucu T-virüsünü insanlara bulaştırmasıyla insanların bir çeşit zombiye dönüşmesini konu alıyor. Bu zombileri öldürmek için bu virüse bağışıklı askerler üzeritilir ve zombileri engellemek için yollanır fakat bir çoğu görev sırasında ölür. Geri kalan askerler çok güçlüdür özellikle Nemesis adlı gelişmiş form umbrella şirketine geri gelip onu bu hale getirenlerden intikam almaya başlar. Bilim kurgu severler için browni kadar tatlı bir seri film. 2015 deki filmi merakla bekliyorum.
*Güncellenecek takipte kalın.

Iron Man

Marvelin en çok bilinen ve en çok sevilen kahramanlarından biridir. Gerçek adı Tony Stark'tır. Stark Endüstrileri Şirketi'nin sahibi milyarder Tony Stark babasının araştırmaları üzerine yoğunlaşır ve çok fonksiyonlu bir zırh oluşturur zırhın enerjisinin kaçırılması sırasında göğsüne yerleştirdiği ark reaktörü ile sağlar. Bu enerji kaynağı ilk filme zayıf olsa da Tony onu geliştirerek daha güçlü olmasını sağlar ve Iron Man yani Demir Adam olarak kötülere karşı adaleti savunmaya başlar. 
IRON MAN
*Güncellenecek takipte kalın.

Lord Of The Rings

Yüzüklerin Efendisi olarak bildiğimiz Lord Of The Rings üçlemesi J.R.R.Tolkien tarafından yazılıp Peter Jackson tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Üçlemenin filmleri şunlardır:
-Yüzük Kardeşliği(The Fellowship Of The Ring)
-İki kule (Two Towers) 
-Kralın Dönüşü (The Return Of The King) 
Film Orta Dünyayı yönetmek için güç yüzüklerinin en güçlüsü olan tek yüzüğünün yok edilmeye çalışılması üzerine kurulmuştur. Yüzüğün gücü takana öyle tatlı gelir ki yüzüğü takan onu yok etmek istemez smegol ya da isildur gibi ta ki Shireli bilbo Baggins'in torunu Frodo Baggins'in eline geçene kadar. Frodo yüzüğün yükünü taşımayı kabullenerek Shiredak sıradan hayatını geride bırakır ve Orta Dünyanın en küçük halkından hobbitlerden olan biri olarak kocaman bir sorumluluk alır. Dostlarıyla birlikte yüzüğü yok etmek için yüzüğün yapıldığı yer olan mordora doğru yola çıkar ve macera başlar.
LOTR Trilogy
*Güncellenecek takipte kalın.

Final Destination

Son Durak 5

  2000 yılında dejavu üzerine kurulan Türkiye de Son Durak olarak bilinen filmde korku ve gerilim hat safadır. Serinin 5 filmi var ve en akıl almaz ölümler bence Son Durak 5 te. Gelişmiş teknolojinin verdiği olanakla 3D gösterime sunulan filmde ölümü kandırmaya çalışmaktan vazgeçebilirsiniz sonuçta kader diye bir şey var. Her şey nasip kısmet.

*Güncellenecek takipte kalın.

Pirates Of The Caribbean


  2003 te Siyah İncinin Laneti (The Curse Of The Black Pearl) adlı filmle sinema dünyasına katılan Karayip Korsanları serisi içerisinde Johnny Deep (Jack Sparrow), Orlando Bloom (Will Turner), Geoffrey Rush (Hector Barbossa) Keira Knightley (Elizabeth Swann) ve daha bir çok ünlü oyuncuyu barındırıyor. Seri Ölü Adamın Sandığı (Dead Man's Chest-2006) , Dünyanın Sonu (At World's End-2007) filmleriyle bitirilecekken ve son bir film daha çekileceği duyuruldu. Bu da Gizemli Denizlerde (On Stranger Tides-2011) filmi oldu.
  Siyah İncinin Laneti filminde senaryo lanetli Aztek hazinesinin, hazineyi bulanların hayatını yaşanmaz bir hale getirmesi üzerine kurulmuştur. Tekrar bütün parçaları toplayıp hazineneden vazgeçerlerse eski hallerine dönebileceklerini öğrenen korsanlar maceraya atılır.
  Ölü Adamın Sandığı filminde filmin ana karakteri olan Jack Sparrow'un Davy Jones'a olan kan borcunu ödemek yerine Davy Jones'un yerine geçmeyi planlamasıyla Jack ve mürettebatı Sandığın peşine düşerler ama sadece sandık yetmez. Her sandığın da bir anahtarı vardır. Anahhtar sandık ve Jack'in kaderi üzerine macera başlar.
   Dünyanın Sonu filminde Davy Jones tarafından ölüler dünyasına gönderilen Jack aklını kaybetmeden ordan çıkmanın yolunu aramaya başlar. Jack'in oraya gönderilmesinden kendini suçlu hisseden Elizabeth eski korsan dostları ve Kaptan Barbossa ile Jack'i kurtarmaya uzak doğu okyanusuna yelken açar ve macera başlar.
   Gizemli Denizlerde filminde Davy Jones'tan kurtulan Jack kayıp olan Siyah İncisini ararken bir anda kendini İspanyolların efsanevi gençlik pınarının peşinde bulur. Eski sevgilisi Angelica'nın azılı korsan olan Kara Sakalın kızı olduğunu öğrenen Jack pınardan vazgeçse de hiç yaşlanmamak ona da cazip gelmektedir. Ve Jack özel pusulasıyla maceraya atılır.
*Güncellenecek takipte kalın.

8 Kasım 2014 Cumartesi

Savages

İki sıkı dostun beraber marijuana satıcılığı yapması üzerine kurulu hayatını anlatan film Meksika Kartelinin olaya girmesiyle daha da hareketleniyor. İzlemeden ölmeyin.
*Güncellenecek takipte kalın.