Filme gelirsek eğer Amélie'nin babası eski bir askeri doktor , annesi ise öğretmendir. Babası sandaletlerine tip tip bakılmasını, sudan çıktığında mayosunun yapışmasını sevmez fakat duvar kağıtlarını yolmayı, alet çantasını boşaltıp temizledikten sonra tekrar dizmeyi çok sever. Annesi ise parmaklarının suda buruşmasından, sabahları yüzünde yastık izi oluşmasından ve sevmediği birinin eline dokunmasından hoşlanmaz fakat buz patencileri kostümlerinden, yerleri parlatmaktan ve çantasını boşaltıp tekrar yerleştirmekten çok hoşlanır. Amélie 6 yaşındayken babasının ona sarılmasını ister fakat babasıyla tek teması hastalandığı zamanlar babasının ona dokunmasıdır. Babasına sarılamamasının yol açtığı kalp çarpıntısını babası kalp ritmi bozukluğu sanar ve Amélie'yi okula göndermezler onu annesi eğitir. Bu durumdan dolayı arkadaşı olmayan Amélie kendi hayal dünyasında eğlenir; aylardır komada olan komşusunun karısı Amélie için bütün uykularını tek seferde almaya karar vermiştir. Amélie'nin tek arkadaşı kaşalot adındaki balığıdır. Evin stresinden etkilenen balık bi' kaç kez intihar girişiminde bulunur ve annesi kaşalot için bi' karar alır. Amélie ile birlikte onu göle bırakırlar. Annesi Amélie'ye balığı unutturmak için ikinci el bi' fotoğraf makinesi alır. Amélie fotoğraf çekerken bi' kaza olur ve Amélie'nin komşusu şuçu Amélie'nin sürekli fotoğraf çekmesine bulur ve Amélie dehşete kapılmış televizyon izlerken uçak kazası, tren kazası ve yangında kül olmuş bi' ev görür ve bunlardan kendini sorumlu tutar. Bi' kaç gün sonra komşusunun onunla dalga geçtiğini anlayınca Amélie ondan intikam almaya karar verir. Futbol maçı izlediği sırada yayınla oynar. (Bu kısıma çok gülmüştüm, küçük bi' kızın intikam alma şekline bakın hele.) Amélie her yıl bi kardeşi olması için dua etmeye kiliseye gider bu sefer gittiğinde ise ilginç bi' trajediyle karşı karşıya kalır. Mum yakıp kiliseden çıkarken kilisenin çatısından intihar eden bi' kadın Amélie'nin annesinin üzerine düşer ve annesi oracıkta ölür. Amélie annesinin ölümünden sonra babasıyla baş başa kalır. Babası ise içine kapanır. Bu olaydan 5 yıl sonra bi' kafe de garsonluk yapmaya başlayan Amélie artık hayal dünyasından ayrılmıştır. (Audrey Tautou'nun oyuncuğuna değinmeden edemeyeceğim. Audrey Tautou Amélie karakterini canlandıran oyuncudur. Bu rol için yaratılmış sanki karaktere cuk oturmuş. Nasıl anlatsam yalnız, arkadaşsız büyümenin verdiği çocuksu bi' duruş vardır. Audrey bunu öyle samimi sergilemiş ki izleyip de keyif aldığım oyunculuklar arasında Johnny Deep'ten sonra geliyor şu an benim için.)
Büyüyen Amélie'nin kaderi çok yakında değişecektir. Şimdilik çocukluğunda olduğu gibi hayatı; ev, kafe ve iş arkadaşları üçgeninde rutin bi' şekilde ilerliyor. Kafe sahibi eski bi' at cambazı, garson arkadaşı şifacı birinin kızı ve hastalık hastası olan bi' kasiyerle çalışıyor. Büyüyünce de pek değişmeyen Amélie hafta sonları sinemaya gider özellikle film esnasında arkaya dönüp seyircilerin yüzüne bakmaya bayılır.
Amélie'nin erkek arkadaşı yoktur bi' kaç kez denemiş fakat başarısız olmuştur. Küçük şeylerden haz alır; elini mercimek çuvalına daldırmak gibi. Bir gece televizyonda duyduğu haber yüzünden elindeki parfüm şişesinin kapağını düşürür ve kapak yuvarlanarak Amélie'nin duvarında gizli bi' bölmeyi açar ve hayatı değişmeye başlar. Gizli bölmeden küçük bi' çocuğun sakladığı eski oyuncakların olduğu bir kutu çıkar ve Amélie bu kutunun sahibini aramaya başlar. Dairesinde eskiden oturup 50'li yaşlardaki insanları araştırır ve aradığı kişinin kim olduğunu öğrenir. Eve dönerken tren istayonunda tıpkı kendisi gibi bi' çocukluk geçiren ve o an fotoğraf kulübesinin altını kurcalayan Nino'yla karşılaşır. Eve döndüğünde babası annesinin sevmediği cüce elf süsünü onarmaktadır.İkisini barıştırmak için cüce elfi annesinin mezarına koyacaktır. Babasının yanından ayrılan Amélie tekrar kutunun sahibini aramaya başlar fakat eli boş döner ve eve giderken komşusu kristal adamla tanışır. Hiç evinden çıkmadığı ve eşyalarını hafif seçtiği için Amélie ona bu lakabı takmıştır. Aradığı kişiyi kristal adam biliyordur ve Améli'ye yardım eder. Amélie kutunun sahibini takip eder ve rutin işleri arasında ona kutuyu verebilecek bi' yer bulur. Bulduğu yer telefon kulübesidir. Ve kutu sonunda sahibine kavuşur. Kutuyu alınca adam bi' saniye de her şeyi hatırlar ve geri kalan işlerini yarım bırakır. Bi' kafede oturur. Amélie adamı kutuyu aldıktan sonra takip eder ve girdiği kafeye girer.
Kutuyu sahibine ulaştırdıktan sonra Amélie'yi muhteşem bi' huzur ve insanlığa yardım etme isteği kaplar. Bir gece eve döndüğünde cüce elften rahatsız olur ve hem babası hayallerini gerçekleştirsin diye hem de gözünün önünden gitsin diye cüce elf süsünü farklı şehirlere postalamaya karar verir. Cüce elfi postalamaya giderken tekrar Nino'yla karşılaşır ve kalbi güm güm atmaya başlar fakat Nino başka bi' şeyin peşindedir. Fotoğraf kulübesinde fotoğraf çektiren insanların yırtıp attığı fotoğrafları tekrar birleştirerek bir albüm yapmaktadır. Bi' adam sürekli fotoğraf kulübesinde fotoğraf çektirip yırtıp atmaktadır. Nino bu adamın yaşlanmaktan ya da unutulmaktan korkan ölümsüz biri olduğunu sanmaktadır. Ve bunu anlayamaz, öğrenmek için adamın peşinden koşar. Ve Amélie'nin Nino'yu tekrar gördüğü gün Nino fotoğraf makinesinden çıkan adamın peşinden koştuğu gündür. Bu sırada Nino albümlerinden birini düşürür.Yere düşen albümü geri iade etmek için alan Amélie Nino'nun albümünü alır ve inceler. Bu sefer yola koyulma sebebi Nino'nun albümünü geri iade etmektir. Nino erotik shopta çalışmaktadır fakat Amélie albümü vermek için Nino'nun yanına gittiğinde Nino diğer işi olan lunaparkın korku tünelinde çalışıyor olduğu için veremez. Ve Amélie albümü vermek için yanına gitmeye karar verir. Gittiğinde ise yüz yüze vermekten çekinir ve albümünü vermenin başka bir yolunu bulur. Nino'nun motoruna 'Yarın 5'te Monmarte Meydanındaki telefon kulübesinin yanında ol' diye not bırakır. Ertesi gün Nino Amélie'nin verdiği adresteki telefon kulübesine gider ve Amélie'nin koyduğu işaretleri takip eder. İşaretler Nino'yu bir dürbüne kadar götürür.
Dürbün Amélie'nin söylediği telefon kulübesini göstermektedir. Nino tam dürbünden bakarken Amélie Nino'nun albümünü motoruna koyar ve oradan uzaklaşır. Nino koşar fakat yakalayamaz, Amélie çoktan gitmiştir. Nino Amélie'yi merak eder ve bu sefer aranan kişi Amélie'dir. Aslında Amélie aranan değil bulunmak istenen kişidir. Nino kendisini bulsun diye fotoğraf kulübesinde çalıştığı yerin ismini ve Nino'nun gelmesi gereken saati içeren bi' fotoğraf çektirip yırtıp atmıştır. Fotoğraf kulübesinin altını kurcalayan Nino bu resmi bulur ve Amélie'nin garsonu olduğu kafeye gittiğinden bi haber oraya gider. Kafeye oturup kahvesini istedikten sonra Amélie arkasında günün menüsünü yazmaya başlar ve Nino Améli'yi fark eder fakat Amélie fotoğraftaki kişi olduğunu kabullenmez. Diğer garson arkadaşına Nino'ya vermesi için bi' not verir. Garson kadın Nino'nun kahvesini alırken çaktırmadan cebine notu koyuverir. Notta salı günü tren istasyonundaki fotoğraf makinesine gelmesi gerektiği yazmaktadır. Amélie sürekli fotoğraf kulübesinde fotoğraf çektirip yırtan adamın gizemini çözmüştür. Makineyi bozup adamı arar ve Nino'nun olayın farkına varmasını sağlar. Meğerse adam ne yaşlanmaktan ya da unutulmaktan korkan bir ölümsüzdür. Sadece tamircidir. Nino salı günü tren istasyonuna gelir ve gerçeklerin farkına varır. Bunun farkına varan Nino çok mutlu olur. Amélie tam cesaretini toplayıp Nino'ya doğru giderken avmlerde çocukları gezdiren küçük trenler vardır ya onun gibi olan fakat yük taşıyan küçük bi' tren geçmesini engeller ve o sırada Nino çoktan gitmiştir ama Amélie'nin peşini bırakmaz. Tekrar kafeye giden Nino Amélie'yi göremez. Amélie o sırada babasının totemlerini yıkma çabasındadır. Ve yıkar da. Cüce elfi geri getirmiş ve annesinin mezarının üstüne koymuştur. Babası bunu büyük bi işaret olarak görür ve dünya turu yapmaya karar verir.
Amélie kafeye tekrar döndüğünde Nino ve garson arkadaşı çoktan çıkmıştır.Umutsuzca eve dönen Améli'yi hoş sürprizler beklemektedir. Evde neyin peşinde olduğunu düşünürken zil çalar. Kapının arkasındaki Nino'dur fakat Amélie de kapıyı açacak cesaret yoktur.
Nino kapının altından geri döneceğim yazıp içeriye yollar ve aşağı doğru iner. Sonra Amélie'nin telefonu çalar, telefondaki kristal adamdır. Odasına gitmesini söyler. Amélie'yi odasında video kaseti beklemektedir. Videoyu açar, karşısına kristal adam çıkar ve şunları söyler: "Sizin kemileriniz kristalden değildir. Hayattan darbe alabilirsiniz. Ama bu şansı kaçırırsan senin kalbin benim iskeletim gibi kuru ve kırılgan hale gelecek. Hadi, ne bekliyorsun Allah aşkına!" Bunları işiten Amélie hemen cama koşar dışarı da bulamadığı Nino'yu kapı da bulur ve içeriye alır. Hayat denen akıl almaz macerayı paylaşmaya başlar.
![]() |
The End |
Harikulade bir Eser ve Mükemmel bir Anlatım.Nice Benzeri Eserlere...
YanıtlaSil